Aile yılında Nüfus Planlaması Hakkında Kanun hâlâ yürürlükte
Yeni Şafak yazarı Ahmet Ünlü'nün yazısı....
Ülke nüfusunun hızla yaşlanması ve doğurganlık oranının 1.48’e kadar düşmesi sonrasında 2025 yılı Aile Yılı olarak ilan edildi. Bu kapsamda Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığınca bir dizi tedbir alındı. Bu konuyu hazırlanan bir rapor özelinde açıklamaya çalışacağız.
Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı sayın Mahinur ÖZDEMİR GÖKTAŞ’ı nezaket ve zarafetiyle bir şeyler yapmak için gösterdiği gayreti takdir ettiğimizi belirtmek isteriz. 2025 yılını Aile Yılı olarak ilan ettirmek için gösterdiği gayret takdire şayandır.
Cumhurbaşkanı yıllardan beridir üç çocuk diye her ortamda çırpınırken ancak 2025 yılında olayın farkına varılması ise üzücüdür. Birinin bu 2827 sayılı Kanunu Cumhurbaşkanına izah etmesi gerektiğini düşünüyorum. Aile yılında alınan tedbirlerin açıkça Kanuna aykırı olduğunun biliniyor olunduğunu düşünmüyorum. Yoksa Kanuna aykırı işlem yapılmazdı.
Kanun’un nüfus planlaması başlıklı 2’nci maddesinde; “Nüfus planlaması, fertlerin istedikleri sayıda ve istedikleri zaman çocuk sahibi olmaları demektir. Devlet, nüfus planlamasının öğretimi ile uygulanmasını sağlamak için gerekli tedbirleri alır. Nüfus planlaması gebeliği önleyici tedbirlerle sağlanır. Gebeliğin sona erdirilmesi ve sterilizasyon, Devletin gözetim ve denetimi altında yapılır. Bu Kanunun öngördüğü haller dışında gebelik sona erdirilemez ve sterilizasyon veya kastrasyon ameliyesi yapılamaz.” ifadeleri yer alırken nüfus artışı için alınacak tedbirlerden bahsetmek çok anlaşılabilir değildir.
Anadolu Eğitim ve Kültür Vakfı tarafından konu uzmanlarına hazırlatılan “Ülkemizde Ailenin Durumu ve Aile Politikaları Raporu” hakkında kısa bir bilgi vermeye çalışacağım. Raporun hazırlanmasına emeği geçenlerin tamamı hem konu uzmanı hem de bu konuya gönlünü vermiş kişiler. Dr. Necmettin Türinay (mülga Aile Araştırma Kurumunun kurucu başkanı), Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı Eski Müsteşarı Nesrin Afşar Çelik, Prof. Dr. Mustafa Aydın, Tacettin Güneş, Zeynep Şen Sayımlar, Temindar Aytekin ve Ercan Şen. Bu kişiler aynı zamanda Aile Araştırma Kurumunun ilk uzmanları. Dolayısıyla hayatları aile ve onun araştırılması ile geçmiş kişiler. Bu nedenle raporun Bakanlıkça dikkate alınmasında fayda olduğunu düşünüyorum.
Rapordan bazı bölümlere yer vererek bu zamana kadar uygulanan aile politikalarına açıklık getirmeye çalışacağız. Rapor 2020 yılında yayımlandığı için bazı şekli güncellemelere ihtiyaç duymaktadır. Gelelim raporda yer alan tespitlere.
Ne yazık ki ülkemizde bütünlüklü ve uygulanabilir aile politikaları henüz tam olarak uygulanamamaktadır. Bu yüzden aile konusunda atılan adımlar istenilen neticeleri vermemekte, çoğu zaman da telafisi imkânsız sorunlara neden olmaktadır. Örneğin kadın konusunda ideolojik kaygılarla atılan çeşitli adımların (edinilmiş mallara ortaklık, eşlerin ekonomik faaliyetler üzerindeki vesayeti, şiddet iddiasıyla evden uzaklaştırma, zinanın suç olmaktan çıkarılması, ömür boyu nafaka vs.) evliliği adeta baş edilemez bir külfete dönüştürdüğü açıktır.
Bütünlüklü ve gerçekçi aile politikalarının geliştirilmesi, geliştirilen politikaların hangilerinin hangi kurum ve kuruluşlarla iş birliği yapılarak uygulanacağının her yönüyle belirlenmesi, ilgili bakanlığın temel misyonu olmalıdır. Ancak Bakanlık bugüne kadar bu misyonunu yerine getiremediği gibi, henüz bu misyonun farkına vardığını bile söylemek mümkün değildir.
Her yönüyle bilinmeden, düşünülmeden uygulanan aile politikalarının ne tür neticeler verdiğini, son on yıllık gözlemlerimiz, tecrübelerimiz açıkça gösteriyor olmalıdır. Dolayısıyla ne yapması gerektiğini bilemeyen kurum ve kuruluşların, birtakım merkezlerin kendi özel amaçları doğrultusunda politika ve gündemleri takip etmekten başka bir şey yapması mümkün değildir. Bu bakımdan ülkemizde aile konusunda uygulanan politikalar bu acı gerçeği açıkça ortaya koymuş, aile yapımızın korunması ve güçlendirilmesi bir yana, onulmaz bazı yaraların ortaya çıkması önlenememiştir. Dolayısıyla aile konusunda ilk ve en önemli adım, ülkemizin ekonomik, kültürel, sosyal yapısına uygun bütünlüklü aile politikalarının bir an önce geliştirilmesi, vakit kaybedilmeden de uygulamaya konması olacaktır. Bu adım derhal atılmalı ve ülkemizin en büyük gücü olan aile yapımızın daha fazla zaafa uğramasına izin verilmemelidir.
Özetin özeti, bazıları raporu sert bulabilir ama rapordan ve raporu hazırlayanlardan Bakanlığın istifade etmesi faydalı olacaktır.
Benzer Haberler
Resmi Gazete'de bugün ( 03.11.2025)
Aile yılında Nüfus Planlaması Hakkında Kanun hâlâ yürürlükte
Resmi Gazete'de bugün ( 02.11.2025)
Resmi Gazete'de bugün ( 01.11.2025)
Nizâmü’l-Mülk’ün kamu yöneticilerine önerdiği altı kritik kural
Resmi Gazete'de bugün ( 31.10.2025)
Müstehcen resminin Facebook’ta paylaşımı memurluktan atılma sebebi olamaz!
Resmi Gazete'de bugün ( 30.10.2025)