Telefon
WhatsApp
Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu'ndan kritik kıdem tazminatı kararı!
300 X 250 Reklam Alanı

D A N I Ş T A Y İdari Dava Daireleri Kurulu

Esas No : 2016/1409 Karar No : 2018/4

Özeti :İdarenin yasal yükümlülüğünü yerine getirmeyerek hareketsiz kaldığı durumlarda, ilgililerin idareyi harekete geçirmek ve o konuda bir işlem tesis etmesini sağlamak amacıyla yaptığı başvurular 2577 sayılı Yasa'nın 10. maddesi kapsamında yapılmış başvurular olduğundan, dava süresinin buna göre belirlenmesi gerektiği; uyuşmazlık konusu olayda, davacının hak ettiği kıdem tazminatının, mülkiyet hakkı kapsamında, ilgilinin herhangi bir başvurusu aranmadan idarece kendisine ödenmesi zorunlu olup, bu konuda hareketsiz kalan davalı idarece işlem yapılması istemiyle davacının 2577 sayılı Yasa'nın 10. maddesi kapsamında yaptığı başvurunun reddi üzerine açılan davada süre aşımı bulunmadığı hakkında.

İstemin Özeti : Ankara 2. İdare Mahkemesi'nin 17/12/2015 günlü, E:2015/2436, K:2015/2095 sayılı ısrar kararının hukuka uygun olmadığı ileri sürülerek, davacı tarafından temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir. Savunmanın Özeti : Ankara 2. İdare Mahkemesi'nce verilen ısrar kararının usul ve hukuka uygun bulunduğu ve temyiz dilekçesinde öne sürülen nedenlerin, kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte olmadığı belirtilerek temyiz isteminin reddedilmesi gerektiği savunulmaktadır.

Danıştay Tetkik Hakimi : Nuray Doğru Düşüncesi : Temyiz isteminin reddi ile ısrar kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.

Hüküm veren Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu'nca dosyadaki belgeler incelendi, gereği görüşüldü: Dava; Devlet Opera ve Balesi Genel Müdürlüğü bünyesinde orkestra klarnet sanatçısı olarak görev yapmakta iken 30/12/2002 tarihinde emekli olan davacının, 35 yıl 89 gün hizmetine karşılık kıdem tazminatı ödenmesi isteğiyle yaptığı başvurunun reddine ilişkin işlemin iptali istemiyle açılmıştır.

Danıştay Onbirinci Dairesi'nin bozma kararına uyulmak suretiyle verilen, Ankara 2. İdare Mahkemesi'nin 09/11/2012 günlü, E:2012/1549, K:2012/1971 sayılı kararıyla; davalı idare bünyesinde orkestra klarnet sanatçısı olarak sözleşmeli statüde çalışmaktayken, 30/12/2002 tarihinde emekli olmak suretiyle görevinden ayrılan davacının, i? sonu tazminatının ödenmesi isteğiyle adli yargıda açtığı davanın Beyoğlu ?? Mahkemesi'nin 25/10/2004 günlü, E:2003/813, K:2004/450 sayılı kararıyla uyuşmazlığın çözümünde idari yargının görevli olduğundan bahisle görev yönünden reddedildiği, anılan kararın Yargıtay 9. Hukuk Dairesi'nin 20/12/2004 günlü, E:2004/32028, K:2004/28447 sayılı kararı ile onanarak kesinleştiği, buna rağmen davacı tarafından idari yargıda bu davaya bağlı olarak herhangi bir dava açılmadığı, 30/06/2009 tarihinde iş sonu tazminatının ödenmesi isteğiyle davalı idareye yaptığı başvurunun reddi üzerine açılan davanın, 2577 sayılı Yasa'nın 9. maddesinin 1. fıkrası uyarınca, süre aşımı nedeniyle reddine karar verilmiştir.

2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 7. maddesinde, Danıştay'da ve idare mahkemelerinde idari dava açma süresinin, kural olarak yazılı bildirimin yapıldığı tarihi izleyen günden itibaren altmış gün olduğuna işaret edilmiş; 11. maddesinde, "İlgililer tarafından idari dava açılmadan önce, idari işlemin kaldırılması, geri alınması, değiştirilmesi veya yeni bir işlem yapılması üst makamdan, üst makam yoksa işlemi yapmış olan makamdan idari dava açma süresi içinde istenebilir. Bu başvurma, işlemeye başlamış olan idari dava açma süresini durdurur. Altmış gün içinde bir cevap verilmezse istek reddedilmiş sayılır. İsteğin reddedilmesi veya reddedilmiş sayılması halinde dava açma süresi yeniden işlemeye başlar ve başvurma tarihine kadar geçmiş süre de hesaba katılır..." hükmüne yer verilmiş; aynı Yasa'nın 10. maddesinde ise; "İlgililer, haklarında idari davaya konu olabilecek bir işlem veya eylemin yapılması için idari makamlara başvurabilirler. Altmış gün içinde bir cevap verilmezse istek reddedilmiş sayılır. İlgililer, altmış günün bittiği tarihten itibaren dava açma süresi içinde, konusuna göre Danıştay'a, idare ve vergi mahkemelerine dava açabilirler. Altmış günlük süre içinde idarece verilen cevap kesin değilse ilgili bu cevabı, isteminin reddi sayarak dava açabileceği gibi, kesin cevabı da bekleyebilir. Bu takdirde dava açma süresi işlemez. Ancak, bekleme süresi başvuru tarihinden itibaren altı ayı geçemez.

Dava açılmaması veya davanın süreden reddi hallerinde, altmış günlük sürenin bitmesinden sonra yetkili idari makamlarca cevap verilirse, cevabın tebliğinden itibaren altmış gün içinde dava açabilirler." kuralı getirilmiştir. Yukarıya alıntısı yapılan Yasa maddeleri birlikte değerlendirildiğinde: 2577 sayılı Yasa'nın yukarıda belirtilen 7. maddesi, ilgililerin menfaatini ihlal eden bir idari işlemin kurulması durumunda bu işlemin iptali talebiyle açılan davalarda dikkate alınacak genel dava açma süresini düzenlemekte; 11. maddesi, hakkında idari işlem tesis edilen ilgililerin idari dava açmadan önce işlemin "kaldırılması, geri alınması, değiştirilmesi veya yeni bir işlem yapılması" talebiyle yapabilecekleri başvuruların süresine ve başvuru halinde dava açma süresinin nasıl hesaplanacağına yönelik kurallar getirmekte; Yasa'nın 10. maddesi ise, önceden idari bir işlem kurulmadığı durumlarda, idari bir işlem tesisi istemiyle idareye yapılan başvurular üzerine açılacak davalarda süre yönünden uygulanması gereken kuralları belirlemektedir.

Özet olarak, 11. maddede ilgili hakkında daha önce kurulmuş bir idari işlemin "kaldırılması, geri alınması veya değiştirilmesi"nin istenmesi halinde dava süresinin ne şekilde hesaplanacağı düzenlenmişken, 10. madde uygulamasında, idarece kurulmuş bir işlem mevcut değilken ilgilinin hakkında idari işlem yapılması amacıyla idareye yaptığı başvuru üzerine tesis edilen olumsuz işleme karşı açılacak davanın süresinin ne şekilde hesaplanacağı açıklanmaktadır.

Yukarıda açıklandığı üzere, idarenin yasal yükümlülüğünü yerine getirmeyerek hareketsiz kaldığı durumlarda, ilgililerin idareyi harekete geçirmek ve o konuda bir işlem tesis etmesini sağlamak amacıyla yapmış oldukları başvuruların, 2577 sayılı Yasa'nın 10. maddesi kapsamında yapılmış başvurular olduğunun kabul edilerek dava süresinin buna göre belirlenmesi gerekmektedir. Bu itibarla; incelenen olayda, davacının kıdem tazminatının yatırılması konusunda hareketsiz kalan davalı idarece işlem yapılması istemiyle davacının 2577 sayılı Yasa'nın 10. maddesi kapsamında 30/06/2009 tarihinde yapmış olduğu başvurunun reddi üzerine 09/09/2009 tarihinde açılmış bulunan davada süre aşımı bulunmadığından, aksi yöndeki İdare Mahkemesinin ısrar kararında hukuki isabet görülmemiştir.

Açıklanan nedenlerle; davacının temyiz isteminin kabulüne, Ankara 2. İdare Mahkemesi'nin 17/12/2015 günlü, E:2015/2436, K:2015/2095 sayılı ısrar kararının bozulmasına, dosyanın anılan İdare Mahkemesine gönderilmesine, kararın tebliğ tarihini izleyen 15 (onbeş) gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 24/01/2018 tarihinde oyçokluğu ile karar verildi.

KARŞI OY Temyiz edilen kararla ilgili dosyanın incelenmesinden, Ankara 2. İdare Mahkemesi'nin 17/12/2015 günlü, E:2015/2436, K:2015/2095 sayılı kararının usul ve hukuka uygun bulunduğu, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenlerinin kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte olmadığı anlaşıldığından, davacının temyiz isteminin reddi ile ısrar kararının onanması gerektiği oyuyla, karara katılmıyoruz.

0 Yorum

Henüz Yorum Yapılmamıştır.! İlk Yorum Yapan Siz Olun

Yorum Gönder

Lütfen tüm alanları doldurunuz!